13 Nisan 2016 Çarşamba

İBRETLİK as:Fd:F:SDf:

Umarım okursunuz. Belki inanmayanlarınız olacak.Hep senin mi başına birşey geliyor? diyeniniz de olacaktır mutlaka.Ama bende anlamadım, belkide bende böyle sınanıyorum.Bir insan yaptığı iyiliği anlatmaz ama buraya yazıp paylaşmamın sebebi nasıl olsa beni şahsi tanıyanınız yok, yaptığım iyiliği o yüzden sadece olmuş olarak bileceksiniz sadede geleyim sizinde böyle şeylere denk gelirseniz yapmanız gerektiği için yazıyorum. Olay saat 21:30'da gerçekleşti. izmir de ünlü bir Cafe tarzı mekanda kuzenim ile oturmuş kahve içiyorduk.iş ile ilgili sorunları konuşup, çözüm yolu arayışı içindeydik. ALLAH nasip ederse yeni bir iş atılımına gireceğiz kuzenim ile, onları konuşuyorduk. Hesap ödenen kasanın yakınında oturuyoruz.Bir tane ufak bir bücür geldi. Nasıl tatlı birşey anlatamam. Altın sarısı saçları, masmavi boncuk gözleri.Üstü yüzü gözü kir pas içinde olabilir ama, yüzü gözü parlıyor adeta ışık gibi. içeri adım attığı andan itibaren ufakliktan gözümü alamadım çok masum bir bücür. insanlar ona bir yaratık gözü ile bakıyorlardı, içeriye girdiği andan itibaren. Hiç bir masaya geçip para istemedi, hesap verilen kasaya geçti ve "Abla bana 1 şişe su verir misin, 25 krş param var" dedi. Kasada ki kız daha doğrusu "gudubet" çık git çabuk buradan dedi. Garsonlar'dan biri gelip tuttu ufaklığın kolundan dışarı çıkarmaya zorladı, bende daha fazla dayanamadım. Kuzenim konu ile ilgili birşeyler daha anlatırken sözünü kesip, 1 dakika kuzen geliyorum dedim ve masadan kalkıp ufaklığın yanına gittim, garsonun kolundan tuttum ve o ufaklık benim misafirim çek elini dedim, masaya götürdüm. Kuzenim kim bu küçük hanım dedi gülümseyerek ve bir öpücük kondurdu. Kuzenim de çok iyi kalpli bir insandır, yadırgamaz kimseyi. Bizim misafirimiz bu dedim. Ufaklığın adı çisem imiş.Çisem bana doğru yönelerek, abi 25 krş param var, bana bir su alır mısın? çok susadım dedi. Kalbime hançer saplandı sanki yine, ulan çok üzüldüm duygulandım. Insanların bir ton derdi var dediklerine göre, ama bu ufaklık sadece hepimizin ulaşabildiği içebildiği değer vermediği suyu istiyor sadece. Kuzenimin o sıra babası aradı gitmek zorunda olduğunu söyledi ve gitti. Kaldık çisem ile baş başa. Tamam suyu alırız ama 25 krş çok para, karnın aç mı? dedim.Abi 25 krş çok para değil ki karnım aç ama yetmez ki param dedi. Senin o paran herşeye yeter dedim ve ne olur ne olmaz diye 3 tost 1 ayran ve 1'de su istedim garsondan. Mekanın içindeki insanlar rahatsız olmuş olacak ki, gözlerini bizim masadan alamıyorlar.3 masa garsonları yanlarına çağırdı, bizim masayı işaret ettiler farkındaydım. Siparişi alan garson gitmişti yerine bir başka garson gelip

"Bey efendi müşterilerimiz bu durumdan çok rahatsız oldular, üzgünüz.Çocuğu dışarıya çıkartmak zorundayız" dedi.

Bende yüksek bir sesle rahatsız olan her kimse oturduğu masada ki hesabın 2 katını vereceğim.Şimdi verdiğimiz siparişleri getir dedim ve eğer benim misafirimi istemeyen varsa da kalksın dediğim gibi kaç para ise hesabıma yazın vereceğim dedim. Garson tamam deyip masadan gitti.2 masanın kalktığını farkettim sadece. Siparişler gelene kadar ee çisem anlat bakalım annen baban var mı? dedim. Babam cennete gitti, annem hasta amca evde yatıyor dedi. Nasıl hasta kötü mü? dedim. Bilmem yattığı yerden kalkamıyor hiç, 4 gündür birşey yapamıyor da abi dedi, o boncuk gözleri dolmuştu bunları söylerken. Tamam sen karnını doyur ben seni evine kadar bırakıcam, annenede bakarız dedim. Tamam ama amca benim yüzümden çok paramı vereceksin, gelen abi beni istemediğini söyledi, dedi.Yok onlar seni demedi beni dedi güzelim benim sen bakma dedim ve geçiştirdim. Sipariş geldi ve tostlardan birini yedi ayranı hiç içmedi ve suyun hepsini içti.Çisem diğer tostları ve ayranı niye yiyip içmedin? diye sorduğum da ise. Amca annem yesin güçlensin kalksın onları dedi. istemsiz bir şekilde gözlerim doldu nebileyim nedenini bilmiyorum ama göz yaşlarıma hakim olamamıştım o an.iyi bakalım hadi kalkalım gidelim dedim ve hesabı ödemek için kasaya yöneldim, ulan 5 masa kalkmış bayada bir para tutmuş. Bunlar gerçekten tam bir şerefsiz dedim içimden.Ama ALLAH'INDAN bulsunlar deyip ödedim hesabı ve çıktık. Arabaya bindik, hayatında hiç arabaya binmemiş ufaklık. Aldım kucağıma direksiyona da koydum ellerini. Evlerine kadar arabayı beraber sürdük, öyle mutlu oldu öyle güldü öyle sevindiki dünyayı verseler bu ana değişmezdim.10 dakika kadar gittikten sonra evlerine vardık.Ev resmen harabe, rutubet her yanı. içeriye girdik, annesi yere ince bir çarşaf serilmiş ve üstünde bir pike yatıyor.Öyle bir öksürüyor ki anlatamam. Evin suyunu da kesmişler, bir tek elektrikler var.Ama ampul yok, dul maaşı veriyorlarmış. Nedense 1 aydır onuda kesmiş devlet. Annesi mütevazi bir şekilde, hoş geldiniz deyip kalkmaya yeltendi ve bende yanına geçip omzuna dokunup rahatsız olma teyzecim hoş buldum dedim.Çisem tostları ve ayranı arabada unuttuk amca dedi. Gittim getirdim hemen ve annesinin yanına koyduk. Olan olayı anlattım, ama kadıncağız çok hastaydı öksürüyordu Habire. Annesi olanlar için teşekkür etti ama içim rahat değildi. Hadi teyzecim kalk bir doktora gidelim dedim.Ilk başta yok deyip diretsede, ısrarıma daha fazla dayanamayıp tamam dedi.Özel bir hastahaneye götürdüm acil'e.Saat 23.10 idi. Muayene edip diğer tetkikleri yaptıktan sonra. Ciğerlerinin aşırı derece balgam topladığını söylediler. Bademciklerini küçükken aldırmışlar, teyzenin.En ufak bir hastalıkta zatürre olmuş gibi yatağa düşüyormuş. Gerekli ilaçları yazdılar, nöbetçi eczaneden ilaçları aldık ve evlerine gittik. Teyzeyi aynı yerine yatırdım ve ben hemen geleceğim dedim o sırada çisem boynuma atlayıp ; "Amca sen çok iyi kalpli birisin, seni çok sevdim ben bizi bırakma gel" dedi. Bende sarılıp geleceğim merak etme güzel gözlüm dedim ve evden çıkıp, kendi evime geldim. Evde yorgan battaniye ne bulduysam toparladım, odanın birinden ampulü'de söktüm.Bir ısıtıcı vardı yeni daha klima açmaktan kullanmamıştık bile hiç. Annem yorganları ve ısıtıcıyı gördü. "Oğlum bunlar ne, nereye götürüyorsun" dedi. Anneme durumu anlattım, birden ağlamaya başladı ve bekle dedi. içeri gidip bir miktar para getirdi, al bunuda oğlum ver, sen bu güzel kalbinle inşallah cenneti göreceksin dedi ve sarılıp ağladı. Verdiği parayı aldım ve bankaya gittim. Hesabımdan belirli bir miktar para çektim bende ve evlerine doğru yola koyuldum. Evlerine vardım içeri adımımı atar atmaz, çisem koşup boynuma atladı yine, öpmeye başladı. Dünyalar benim olmuştu o an.Yorganları ve ısıtıcıyı getirdim arabadan, ampulü'de taktım.Bir çekyatları var eski biraz ama yinede iş görür halde idi.Onu açtım annesini oraya yatırdık ve ısıtıcıyı fişe takip açtım. ilaçları içmesi gerekiyordu annesi mutfak ne tarafta dedim, çisem'in annesi Songül adı. Songül teyze evladım mutfakta ne yapacaksın? dedi. ilaçlar için su getireceğim iç teyzecim dedim. Sular kesik ya çocuğum dedi Mahsun bir sesle, ulan baştan biliyordum kesik olduğunu unutup pot kırdım diyorum içimden. Tamam dedim ben geliyorum ve gidip bir tekel marketten 10 tane kadar 5lt'lik su aldım ve un tuz şeker yağ vs. gerekli ev malzemelerini de temin etmeye çalıştım, sağdan soldan. Tekrar eve gittim Songül teyzeye ilaçlarını içirdim ve ALLAH senden razı olsun evladım. Senin gibi biri daha yoktur bu dünyada, ALLAH (c.c) mekanını cennet eylesin dedi ve ağlamaya başladı.Bu anı hiç birşeye değişemezdim, ağlama Songül teyze ben elimden gelen herşeyi yapacağım dedim. Sobayı ısınınca kapatırsınız ben yarın yine geleceğim su işini de halledeceğim dedim ve annemin ve benim olan paranın hepsini verdim.Zor da olsa aldı ve tekrar dua etti. Sonrasın da çisem ile tekrar sarıldık ve evden ayrıldım şuan evdeyim. Yarın ALLAH izin verir ölmez sağ kalırsak tekrar gidip halledicem gereken herşeyi. insanlara yardım ederseniz, ALLAH bu dünyada da, ahirette de size yardım eder..

KENDİNİ HACKER SANAN OROSPU ÇOCUKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ

1-Genel olarak yaş ortalaması 14-18 ama çırak olarak çalışan ve facebook şifremi unuttum ile milletin facebookunu hackleyen bir genç bölümde var 8-13 ( Mark Zuckerberg bile şaşkın, hala çözüm arıyorlar bu hacke karşı)

2- Bu tarz hacklemeleri yaparken cool hissetmek için giyilen maske resimdeki gibidir

3-Ddosun ünlü olmasıyla okuldaki herkese sana ddos atarım demeler ve korkutma çabaları

4-Hacker olma süreçleri 1 gündür genelde izlenilen bir filmden sonra gaza gelinir ve akşam telefona nasıl hacker olunur yazılır ertesi günde hackerım diye gezilir

5-Hackerlar hakkında kaynağı belli olmayan bilgiler alınır ve beyaz,gri, siyah şapkalılardan birini seçer ben buyum diye artistlik taslanır

6-Genel olarak ekranda millete artislik yapılsın diye kenarda cmd nin random sayıları açıktır renkli biçimde ve ekranı süsler

7-Bilgisayar terimle konuşulmaya çalışılır, genelde yanlış bilgi veya konuşma gerçekleşir

8-Arkadaş hacklicem derken bilinmedik sitelerden bilinmedik virüsler indirilir ve avcı olcam derken av olunur

9-Şansına şifremi unuttumla bir keriz hacklenince profil fotoğrafına hacked yazılı resimdeki maskeden koyulur

10-Nihat Hatipoğlun'a ciddi biçimde hackerlık günah mıdır diye sorulur

11-Herhangi bir tane hacker grubu seçilir (Red Hack, Anonymous,Ay Yıldız tim... )

12-Seçilen grupların facebook, twitter veya site sayfası incelenir yakından takibe alınır

13-Bu hacker grupları birşey paylaştılar mı (ör: Bu siteyi hacklicez) arkadaş grubunda olay abartılır ve kendisi o gruba üyeymiş gibi anlatılır

14-illaki giblemeyen arkadaşlar olacağından onlara haddini bildirmek için youtube da çaplı şekilde nasıl hacklenir araştırması başlatılır

15-Vpn kullanılır Bak başka ülkeden bağlandım kimse beni bulamaz diye artistlik taslanır

16-Deep web incelenir (internete deep web yazılır genelde bundan ibarettir) fotoğraflara bakılır ürperilir

17-Sağdan soldan deep web hakkında bin bir türlü fantastik hikayeler alınır ve arkadaş ortdıbına anlatılır

18-deep web facebook sayfası, Siteler vs takibe alınır. Youtubeda hakkında 1-2 saat videolar araştırılır ve izlenir

19-Eğer iki tane ergen hacker birbirini bulduysalar bilgi kapışması yapılır ve genelde dinleyenlerin beyinleri yanar

20-Bu bilgi kapışmasında deep webten ve pc program, malzemeleri hakkında konuşulur.

21-Tartışmanın sonuna doğru sana bir ddos atarım internetin açılmaz gibi cümleler kullanılır eve gidince rekabet oluşur, maske giyilir genelde sonuçsuz kalır

22-Başka kişinin adı ile mail atma, mesaj atma ,arama keşfedilir 1 hafta boyunca artistlik taslanır hacker olmanın sırrı diye arkadaşlara söylenmez. Sabah akşam başka numaradan arkadaş aranır

23-Gece uyurken Bin bir türlü hacker hayalleri kurulur (Banka hackleme, pentagon hackleme,vs vs)

24-Sonra birkaç aya kalmaz bu heves söner ve kaynar gider. küçük çocuklar yada arkadaş ortamında konu açıldı mı mübalağa yapılarak eski kahraman anılar anlatılır ve ben o yollardan çoktan geçtim, Abin büyük hackerdı ne günlerdi be gibi laflarla bitirilir artistlik yapılır

25-Yaşı geçmemişse; izlenilen başka film yada olay hackerlığa geri döndürür

26-Kendisinin gerçek hacker olmadığına inandıramazsınız ve hayatı boyunca kendisini hacker olmuş bilir.